Haber

İsmailağa Tarikatındaki Kadın anlatıyor: ‘6 yaşımdayken bana çarşaf giydirdiler’

İsmailağa Tarikatına bağlı Hiranur Vakfı müdürünün çocuğuyla 6 yaşında evlendiğinin ortaya çıkmasının ardından tepkiler sürerken tarikatlarla ilgili tartışmalar yeniden alevlendi. Çocukken tarikat yapısında olan kadınların yüz ifadeleri gerçekten ürkütücü.

Şu anda 49 yaşında olan ve 6 yaşında İsmailağa Tarikatına gönderilen Fatma Çetinkaya, o dönemde yaşadıklarını Medyascope’a anlattı.

Skandalların ortaya çıkmasıyla birlikte mezheplerin varlığı tekrar tekrar sorgulanır.

Bir dönem kapalı dini yapılarda yaşamış insanların hikayeleri bu sorgulamanın ne kadar yerinde olduğunu gösteren türdendir.

Bir dönem İsmailağa Tarikatında bulunan Fatma Çetinkaya, Medyascope’tan Emine Bıçakcı’ya yaşadıklarını anlattı. Çetinkaya ne dedi? Gelin detaylara birlikte bakalım.

‘Öğretmen, dediğini yapmadığım için beni çok döverdi…’

“1973 yılında Erzurum’dan İstanbul’a geldik, anneannem de geldi. 1974 doğumluyum. Babaannem çok dindar ve inançlı bir kadındı, gelir gelmez İsmailağa Cemaati ile tanışıyor. Sıradan oraya gider, çok sever, çok mübarek görür, aynen oraya bağlanır. Kızların okula gitmesi ‘günah’ olduğu için kızlar okula gönderilmiyor. Normal okula gönderilmediklerinde Kuran kursuna veriliyorlar. Altı yaşımdayken bana Okmeydanı’nda Kur’an kursu verdiler. Yatılı Kuran kursuydu. Gazi Mahallesi’nde oturuyorduk, Okmeydanı’nda yatılı Kuran kursuna gidiyordum. Daha yaşlı, yetişkin bir kız olarak kuzenim de kursa katıldı. Bir çok akrabamızın kızı o kursa gidiyordu.

Asi bir çocuktum, burada bir yıl kaldım. Ayrıca orası çocuk okulu değildi benim gittiğim yerdi. Akranım yoktu, yetişkin Kur’an kursuydu, çocuk olduğum için çok dikkat çekiyordum. Ben hocanın dediğini yapmazdım yani beni çok döverdi galiba oyun oynamak istedim şu an tam anlayamadım. Kızların gece dışarı çıkması, market veya bakkal görmesi yasaktı ve öğretmenin akşam namazından sonra evine çekildiği saatlerde genç kızlar kendi aralarında para topladılar. Bakkala kim gidecek? Fatma gidecek, çocuksun; Bunları yapardım, hiç korkmazdım, dayak yerdim.’

Çetinkaya, tarikata gönderildiğinde 6 yaşında çarşaf giydiğini söyledi.

Orada bana altı yaşında çarşaf giydirdiler. Mavi bir kağıdım vardı. Yaramaz bir küçük çocuktum ama onlardan hiçbir şeye itaat etmedim. Sonra orada durmadım, çıktım. Eve geldim, gün içinde bazı Kuran kurslarına gönderildim. Sonra 11-12 yaşımdayken anneannem bana yine Fatih’te yatılı Kur’an kursu verdi. Orada yine altı yıl kaldım. İsmailağa Cemaati’nden hala görüştüğüm kişiler var. Ne düşündüğümü biliyorlar ama bana hep ‘Emr-i bil maruf’ diyorlar. ‘Çarşafını çıkardın, bu oldun, bu oldun’ gibi şeyler söylüyorlar.

‘Ama gerçek şu ki, ‘Altı yaşındaki çocuk evlendi’ olayını duyunca tüylerim diken diken oldu, beynimden vuruldu. Ben altı yaşındayken gittiğim Kur’an kursunda, altı yıllık yatılı hayatımda da, gündüz gittiğim Kur’an kurslarında da böyle bir şey ne duydum ne de gördüm. Bütün akrabalarım, ailem ve dostlarım bu cemaatin içinde olmasına rağmen altı yaşında bir çocuğun evlendiğini hiç duymadım. Bir de şöyle bir olay var: Bizim örf ve adetlerimize göre kız çocukları görücü usulü ile evlendirilirdi. Yatılı Kur’an kursuna gittikten sonra öğrendim ki insanlar tanışıp konuşarak evliliklerine karar veriyorlar. Normalde büyükler ‘Seni bu işe biz verdik’ derler, gidersin. Mesela babaannem 50 yaşındaki dedem 16 yaşındayken üçüncü eş olarak verilmiş. Çünkü kimse ‘Seni bu adama veriyoruz, iki karısı vefat etti, bu adam yaşlı’ diye sormadı.

‘Babanın elini öpemezsin, eğer baban kendini annen gibi hissediyorsa, annenle evlilikleri biter.’

‘Kurslarda verdikleri eğitim baskıcı ve zalimce. Sadece din eğitimi verilmektedir. Mesela şöyle bir konu vardı: ‘Babanın elini öpemezsin, baban eline dokunursa ve kendini annen gibi hissederse, anne babanın düğünü bozulur.’ Sizden olmayan, İsmailağa Cemaati’nden olmayan bir insan asla Müslüman olmaz ve yeterli görülmez. Müslüman olsun, peçeli olsun, paltolu olsun, inancı ne olursa olsun İsmailağalı olmalı, Mahmud Efendi’ye itaat etmeli, piri, shih’i olmalı vs. gerçek sadece onlar değil.’

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu